Erzincan kültürel ve doğal güzellikleri yanında tarihi alanları ve eserleri ile de öne çıkmaktadır.
Terzi Baba Türbesi
Asıl adı Muhammed Vehbi olan Terzibaba, 1779-1848 yıllarında yaşamıştır. Mesleği terzilik olduğundan, "Terzibaba" adıyla anılmıştır.
Tasavvufi konuları içeren "Kenzil Fütuh" adlı bir eserleri mevcuttur. Beldenin manevi mimarı Terzibaba'nın mezarı, kendi adıyla anılan şehir mezarlığının içindedir. Kutsal bir manevi kişiliğe sahip olan Terzibaba'nın türbesi, halk tarafından ziyaret edilmektedir.
Altın Tepe
Şehir merkezine 15 km. uzaklıkta, Erzincan-Erzurum karayolunun 100 m. kuzeyinde yer almaktadır. Günümüze kadar ulaşabilmiş en sağlam Urartu şehirlerinden birisidir.
1959 yılında yapılan bilimsel kazı ve araştırmalarda iç içe iki kale duvarı ile korunan tapınak - saray kompleksi, mezarlar, konutlar ve çok sayıda arkeolojik eserler ortaya çıkarılmıştır. Höyükte bulunan ve MÖ. 8. yüzyıla ait eserler arasında, fildişi ve madeni eşyalar, miğfer ve kalkanlar, seramikler ve duvar resimleri bulunmaktadır.
Çivi yazılı tunç eşyada, kral adları bulunmuştur. Urartu sanatının parlak dönemine ait yüksek düzeyli eserler Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nde sergilenmektedir.
Altıntepe buluntularında tanrı, insan, hayvan figür ve motifleri önemli yer tutmaktadır. Altıntepe kalıntıları, tapınak-saray kompleksi, sütunlu kabul salonu, açık hava tapınağı, üç adet mezar ve depo binasından oluşmaktadır.
Mamahatun Kervansarayı
Yapım kitabesi bulunmayan kervansarayın 13. yüzyılda yapıldığı tahmin edilmektedir.
T.Erdoğan Şahin; A.Tevhid ve Ravendi'yi kaynak göstererek yapının 13. yüzyılda inşa edil¬diği görüşündedir.
Türbenin 30 m doğusundadır. Onarımlar nedeniyle özgün biçimini yitirmiştir. Yakın bir geçmişte çevre düzenlemesi ile birlikte restorasyonu yapılmıştır.
Ana hatlarıyla Osmanlı kent hanları planındadır. Sarımsı renkte, düzgün kesme kireç taşı ile inşa edilmiştir. Çevre duvarı konik çatılı 16 silindirik yarım kuleyle desteklenmiştir. Doğuda sivri kemerli taçka¬pı vardır. Girişin sağ ve solunda dikdörtgen planlı mekanlar sıralanır. Ortada üstü açık avlu, kuzey ve güneyinde yük hayvanları için uzun ahırlar ve bir dizi hücre bulunmaktadır. Planı ve mimari özellikleriyle 12. yüzyıl sonunda yapıldığı sanılmaktadır.
Kervansarayın kuzeydoğu köşesinde yer alan Mama Hatun Hamamı, kitabesi olmamak¬la birlikte kervansarayla aynı zamanda yapıldığı sanılmaktadır. Orijinal özelliklerini olduk¬ça yitirmiştir.
Külliye içerisinde bulunan ve Evliya Çelebi'nin sözünü ettiği mescit, I.Dünya Savaşı'nda yıkılmış, daha sonra yerine bir cami inşa edilmiştir.
Kemah Kalesi
Anadolu'nun en eski ve tabii kalelerinden biri olan Kemah Kalesinin kuruluşu, Hitit-Urartu dönemine kadar uzanmaktadır.
Sarp kayalar üzerinde kurulu olan Kalenin, iç içe iki yapısı olup, çevresi surlarla çevrilidir.
Abrenk Kilisesi ve Dikili Taşlar
Üçpınar Köyü yakınlarındaki Vank dağının güneydoğusunda, çukurca bir alan içerisindedir.
Giriş kapısının üzerinde 1854 tarihi geçmektedir.
Kilise ile birlikte bir şapel ve iki tane de dikili taş bulunmaktadır.
Bu taşlar, mimarisi ve bezemesiyle dikkat çekip, XII. yy. dan sonra Selçuklu Prensi Nasurettin dönemiyle tarihlenen kitabeler taşırlar.
Mamahatun Türbesi
Erzincan Tercan İlçesinde bulunan Mama Hatun Türbesi, 1192’de ölen Saltuklu Prensesi Mama Hatun adına yaptırılmıştır. Mama Hatun Saltuklu Beyliğinin başına ll91’de geçen II.İzzeddin Saltuk’un kızıdır.
Türbenin kitabesinde yalnızca mimarının ismi okunmaktadır. Saltuklu Devleti’nin 1202 yılında yıkıldığı dikkate alınacak olursa bu türbe l192-1202 yılları arasında yaptırılmış olmalıdır. Türbenin mimarı Ahlatlı Ebu’n-Nema bin Mufaddal’dır.
Kümbetin yanında kervansaray ,hamam ve bir de mescit bulunmaktadır. Böylece kümbet adeta bir külliye konumundadır.
Mama Hatun Türbesi, dilimli gövdesi, onu kuşatan duvarları ile Anadolu’da benzerine rastlanmayan, mimari yapısı ve planı ile kendine özgün bir yapıdır. Bununla beraber bazı yönleriyle de Ahlat kümbetlerini andırmaktadır. Sarıya yakın kesme taştan iki ayrı bölüm halindeki türbe, son derece itinalı bir işçilikle yapılmıştır. Bölümlerden biri türbe diğeri de onu çevreleyen duvarlardır.
Türbenin ortasındaki ana bölümü yuvarlak bir kuşatma duvarı çevirmiştir. Çevre duvarı 2.50 m. kalınlığında, 13.50 m çapındadır.Yüksekliği 10.50 m.dir. Türbenin kuşatma duvarının içerisine sivri kemerli on üç derin niş açılmıştır. Bu nişler büyük olasılıkla daha başka lahitlerin buraya konulması için düzenlenmiştir. Bu duvarlardan daha da yüksek olan köşelerinde ince uzun sütunçelerin yer aldığı çevre duvarının batısındaki portalin solundaki küçük nişe bir çeşme yerleştirilmiş, sağına da merdivenin girişi yerleştirilmiştir. Giriş portali yuvarlak kemerli olup, yonca yaprağı biçiminde bir niş içerisine yerleştirilmiştir.Girişin üzeri mukarnas dolgular, geometrik motifler, dilimli rozetler ve düğüm motiflerine son derece ahenkli olarak burada yer verilmiştir.
Abidevi görünüşlü, kare kaide üzerindeki kümbet çevre duvarlarının ortasında iki katlı olarak yer almaktadır. Yuvarlak türbenin üst köşeleri pahlanarak sekizgene dönüştürülmüştür. Mama Hatun’un gömülü bulunduğu kare planlı mumyalık kısmına dört basamaklı bir merdivenle inilmektedir. Bu bölümün üzeri çapraz tonozla örtülmüştür. Burada ayrıca on bir mezar bulunmaktadır. Mumyalığın üzerindeki mekan 13.15 m. çapındadır. Üzeri tonoz örtülüdür. Üst kat mescide ayrılmış olup yedi basamakla buraya çıkılmaktadır. Türbenin içerisini aydınlatan mazgalların çevresi üzüm salkımları ve rozetlerle bezenmiştir.
Türbenin silindirik gövdesinin üzeri dilimli konik bir külah ile örtülüdür. Bu külah kümbetin gövdesi ile tam bir uyum içerisindedir.
Sultan Melik Türbesi
1071-1228'de yöreye egemen olan Mengücek Beyliği dönemine aittir.
Kemah'ın kuzeybatısındaki, kayalık platform üzerinde yapılmıştır.
Tığla duvarlı, sekiz köşeli bir yapıdır.
Alttaki mezar odasının ortasında üst katı taşıyan sekizgen bir sütun vardır.
Orta direk, tavan silmeleri ve tavan, tuğla örgü düzenindedir.
Türbe, inşa malzemesi ve cenazeliğin orijinal şekli ile dikkat çekmektedir.
Halk arasında "Sultan Melek" olarak adlandırılan türbede, Mengücek Beyliği döneminde yaşayan Sultan Melik'in mumyası ve 5 mezar bulunmaktadır.
Refahiye Merkez Camii
İlçe merkezinde bulunan Merkez Camii, batılı dönem bezeme özelliklerini göstermekte, avlusunda ise Bahaettin Paşa şehitliği bulunmaktadır.
Kemah Gülabibey Camii
Kemah ilçe merkezinde Çarşı Mahallesi'ndedir. Uç kitabesi vardır.Ayrıca, 18. yüzyıla ait onarım kitabesi bulunmakta'dır. Kare planlı, eğimli çatıyla örtülü bir yapıdır.
Doğu ve batı duvarlarında 2 dizide 3'er, güney duvarında mihrabın yanlarında 2 dizide 2'şer penceresi vardır. Kuzeye, daha geç dönem de son cemaat yeri eklenmiştir. Mihrap mukarnas dolguludur, çevresi Barok süslemelidir. İbadet mekanına sütunceli taç kapının nişinde bulunan yuvarlak kemerli kapıdan girilir.
Hıdır Abdal Sultan Türbesi
Erzincan’ın mistik atmosferini oluşturan yapılardan biridir burası. Büyük bir evliya olarak bilinen Hıdır Abdal Hacı Bektaşi Veli’den oldukça etkilenmiştir. Evliyanın doğum ve ölüm yılları tam olarak bilinmese de Ocak köyünde yaklaşık olarak 700 yıl önce tekke kurmuştur.
Günümüze kadar gelmiş olan türbe Osmanlı ve Selçuklu mimarisinin izlerini taşımaktadır. Türbenin ise hangi yıl yapıldığına dair kesin bir bilgi bulunmamaktadır.
Mağaralar
Erzincan’da halk tarafından bilinen ve bilimsel kaynaklarda ismi geçen bir çok mağara vardır. Ancak bu irili ufaklı mağaralar hakkında bir araştırma yapılmamıştır. Halk tarafından bilinen birçok mağara hakkında hiçbir bilgi yoktur. Gerek halktan gerekse kaynaklardan ismen bilinen mağaralar; Tercan ilçesinde Üçpınar ve Çadırkaya Mağaraları, Çayırlı ilçesinde Verimli, Çilli göl, Saraycık ve Yazıkaya Mağaraları, Kemah ilçesinde Özdamar, Çamlı yayla, Buz, Boğaziçi, ve Yahşiler Mağaraları, Kemaliye ilçesinde Ala, Üvür, Aslanoba, Tosun, Meryem Ana, Kekikpınar, Deliktaş ve Çat Mağaraları, İliç ilçesinde Bostal ve Bozyayla mağaraları ile merkez ilçede Kılıçkaya mağarasıdır.
İl genelinde tespit edilen mağara 25 adettir. Ancak bu mağaralara ulaşım, dağlık bölgelerde bulunmaları nedeni ile oldukça zordur. Yukarıda adı geçen mağaralar içinde bulundukları köy adları ile bilinmektedir. Bu mağaraların gerekli tespit ve inceleme çalışmaları yapılıp, turizm açısından potansiyel olabilecekler değerlendirilmelidir.
Kemah ilçesinin Ayranpınar köyünde bulunan buz mağaraları, kışın sıcak, yazın soğuk olma özelliğini taşımakta ve soğuk hava deposu olarak kullanılmaktadır. Mağaranın içinde büyük buz kütleleri ve buzların oluşturduğu sarkıt ve dikitler bulunmaktadır. Buz mağaralarında, ilçe köylerin peynir, yağ gibi gıda maddeleri muhafaza edilmektedir.
Refahiye ilçesinin Altköy mevkiinde bulunan mağaraya taş merdivenlerle çıkılmaktadır. Mağaranın içinde kesilmiş taşlardan oturma bankları vardır. Mağaranın içinde bulunan izlerin Köroğlunun atının izleri olduğu söylenmektedir.