Fetullah Gülen Hocaefendi, 30 yıldır ülkemizin yönetilmesinde ve yönlendirilmesinde en etkin aktörlerden birisidir. Hizmet grubunun kamu bürokrasisi içersinde yapılandırıldığı, hatta hakim, savcı ve istihbarat örgütümüzde dahil bütün kamu kurumlarında üst seviyelerde görev yaptıkları herkes tarafından bilinmekte ve konuşulmaktadır. Hizmet Grubunun, kısacası Gülen Cemaatinin Ak Parti kuruluncaya kadar kerhen de olsa çeşitli siyasi partilerle işbirliği yaptığı toplumumuzda hep konuşulmuştur. Ak Parti ile beraber hizmet mensuplarının severek politika yapacakları bir oluşumun içersine girdikleri de kabul edilmektedir. Tahminlerden daha uzun süren ve daha ne kadar devam edeceği de belli olmayan Ak Parti iktidarı ile Hizmet Grubu arasında devlet yönetmede ve olası siyasi tercihlerde ki farklılık son zamanlarda Hükümet-Cemaat gerginliği başlıklarıyla ülke gündeminde kapsamlı yer bulmuştur. Başlangıçta Ak Parti Hükümeti iktidar olurken cemaat hükümeti radikal söylemlere götürebilir iddiaları ortaya atılmıştı. Geçen 10 yıl içersinde dışarıya yansımayan ufak tefek anlaşmazlıklar bir yana uyum içersinde geçirilen yıllar olarak değerlendirilmiştir. Hatta bu dönemde ülke yönetiminde F Tipi yapılanmalar olduğu çeşitli siyasi figürler tarafından ifade edilmiştir.

Son zamanlarda Başbakan Sayın Tayyip Erdoğan'ın şimdiki meclisi 1920 yılındaki meclise benzetmesi ve devleti yeniden kuruyoruz söylemlerinin, Cemaat-Hükümet gerginliğinin en yoğun olduğu döneme rastlaması da enteresandır. Acaba Fetullah Gülen Hocaefendi, gelecek dönemle ilgili olarak Tayyip Erdoğan'dan farklımı düşünmektedir. Ya da bu geçen dönem içersinde hükümet cemaate rağmen, bazı farklı tercihlerde mi bulunmuştur.  Ya da Fetullah Gülen Hocaefendi ile Tayyip Erdoğan'ın kişisel özellikleri arasında ki farklar mı bu gerileme sebep olmuştur. Tahmin edip yorup yapmak elbette çok zor. Ancak geçmişle ilgili hiç bir şeyin gizli kalmadığı gibi, önümüzde ki dönemde de  bunlarında ortaya çıkacağı bir gerçektir.
Fetullah Gülen Hocaefendi önderliğindeki Hizmet Grubunun yurt dışında açtığı Türk okulları ile Türk kimliğine, Türkçemize, Türk tarihine ve globalleşen dünyada Türkiye'nin hak ettiği yeri alması noktasında ki gayretlerini kimse inkar edemez. Devletteki cemaat yapılanması mı iktidarı rahatsız ediyor, yoksa iktidarın siyasal tercihlerimi cemaati rahatsız ediyor esas olarak bunun incelenmesi gerekir. Kişisel görüşüme göre bu iki unsurda bu gerginlikte etkili olmaktadır. Birincisinde; cemaatin lideri belli olup, bunun dışında bilinen bir organizasyon yapısının olmaması ve devlette üst düzeyde veya önemli görevlerde bulunan cemaat mensuplarının belli bir mekanizmadan kontrol edilememesi Başbakan'ı rahatsız etmektedir. Kanaatimce Oslo görüşmeleri nedeniyle İstihbarat Örgütünün başkanın ifadeye çağrılması ve benzeri durumlar Başbakan'ı tedirgin etmektedir. Başbakan devleti kontrol etme veya istediğini yaptıramama sıkıntısına girmiştir.

Diğer taraftan bazı çevreler tarafından, Cemaat hükümeti radikal söylemlere götürebilir iddiasının aksine; Gülen Cemaati'nin iç ve dış politikada ılımlı, uzlaşmacı, kutuplaşmayı istemeyen, birleştirici bir politika istemesi karşısında Başbakan'ın daha sert ve radikal kararlar alması, içerde ve dışarıda sert söylemlerde bulunması ile birlikte cemaattin beklentilerinin dışında farklı tercihlerde bulunması da Hizmet Grubunu rahatsız etmektedir. Bu yönüyle bakıldığında çıkmaz bir yol görünmektedir. Dershanelerin kapatılma kararı bunun bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Böyle bir ortamda CHP Genel Başkanının ABD ziyareti ve yaptığı görüşmelerde dikkatle izlenmesi gereken bir durumdur. Amerika Başkanının daha önce Türkiye'yi ziyaret ettiği dönemde o zamanki CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın gelip kendimizi anlatmak isteriz şeklinde ki sözüne, ABD yönetimi demek ki şimdi cevap veriyor. 10 yıllık Hükümet-Cemaat birlikteliğinden sonra böyle bir noktaya gelinmesi ortaya daha da farklı konu ve durumları çıkarabilecektir. Benden söylemesi!

2014 Mahalli İdareler Seçimleri yaklaşırken siyasi partiler belediye başkan adaylarını açıklıyorlar.  Bir çok hemşerimizin ilimizin dışında adaylığının söz konusu olması hepimizi çok sevindiriyor. Özelliklede büyük şehir belediyelerine  başkan adayı olacak hemşerilerimizi candan kutluyoruz. Aday olan tüm hemşerilerimize başarılar diliyorum. Erzincanlıların devlet yönetiminde ki başarılarının geçmişte olduğu gibi gelecekte de devam edeceğine inanıyorum.