Adil bir küreselleşme için sosyal adalet “adil çalışma” politikası hayata geçirilebilmesi için insan odaklı çalışma kültürünün yerleşmesi gerekiyor.
Endüstri mühendisliğinin adil küreselleşme çerçevesinde hızla yükselen bir meslek olmasının asıl nedeni sosyal adaletin kurgulanmasında diğer mühendislik dallarından farklı bir düşünce sistemine sahip olmasıdır.
İş barışı ve adaletli çalışma kavramı sosyal hayatı içine alan geniş bir kavram olup insanların yaşantısının her anını kapsayan bir yaşam döngüsüdür.
Endüstri mühendisliği için temel doğa bilimler önemli olduğu kadar sosyal bilimlerle profesyonel endüstri deneyiminden faydalanarak iş dünyasının gündemindeki güncel sorunlara çözüm sunmak o derece önemlidir.
Uluslararası şirketlerin adil bir küreselleşme ağını, metodetüdü ve iş ölçümü ile iş etüdüne dayalı, belirlenen iş tanımlarının doğru ve düzgün yapıldığı uygulamalara bağlıdır. Endüstri mühendisliği, insan odaklı, insana yakışır bir iş ve sosyal adaletin desteklenmesi ile ilgili kavramların ortaya çıkması ve yaygın olarak kullanılmaya başlanması görevinin merkezinde yer alıyor.
Doğru ve düzgün bir iş bulabilmek yanı sıra sürdürülebilir olması gelişmekte olan ülkeler için büyük bir tehdit oluşturmaktadır.
İstatistiksel olarak aktif iş arama verileri, işsizlik oranları, kayıt dışı istihdam oranları, ülke vatandaşlarının varlık, gelir ve gider oranları gibi hesaplamaların doğru ve güvenilir olması büyük önem arz ediyor.
Endüstri mühendisliği geleceğin en köklü mesleği, zamanın eskitemediği bir niteliği olan sosyal adaletin sağlanması için çalışma standartlarının küresel düzeyde farklı sistemlerin ortak olarak beslendiği evrensel bir sistemi bütünsel sistem yaklaşımı ile oluşturuyor olmasıdır.
Mühendislik, meslek ve çalışma kavramının ötesinde, insanın insanca yaşaması ve çalışması için ne gerekiyor ise endüstri mühendisliği ile ruhumuzun zenginlikle çalışılabileceğine dair bir yaşam rehberi olacağı kanısındayım.
Gelişmekte ve gelişmiş uluslararası büyük ölçekli şirketlersosyal adalet, kaliteli üretim ve verimliliğin anahtarının endüstri mühendisliği uygulamaları ile gerçekleşebileceğini temel fikir olarak kabul ediyor.
Kurum ve kuruluşlarda endüstri mühendisliğine karşı gösterilen direnç, sosyal adaletin sağlanabilirliği ile ters orantılıdır. Sosyal adaleti gelişen ve gelişime açık olan bir kurum endüstri mühendisliğinin bilgi ve tecrübesine danışma veya bilgi alışverişine muazzam önem vermektedir.
Sosyal adaletin sağlanabilirliği endüstriyel iletişim ve sosyal diyolog boyutunda hukuki ve etik değerlerin evrensel standartlarla güçlü savunma kalkanlarına sahip çalışma ortamlarında işin kaynağında çözüme kavuşması için teşvik etmeyi öngörüyor. Kurum ve kuruşların, motivasyon ve üretkenliği kaybettikten sonra çalışan tarafından açılan davaların sonuçları çalışanın lehine olsa dahi aslında çok büyük bir kayıp olduğunu tekrar emeğin sanatla geri kazanılmasının çok zor olacağını unutmamak gerekir.