Hatay ın İskenderun ilçesinde gerçekleşen terör saldırısı çok düşündürücü. Büyük bir şehir merkezinde olan bir askeri birliğe bu kadar futursuzca saldırma cesareti gerçekten düşündürücü. Diğer düşündürücü konu ise saldırıdan sonra gerçekleşen tartışmalar. Bazı tartışmacılar ve siyasetçiler, olayda ihmal ve kusur var ise bu da tespit edilecektir diyerek orduyamı top atıyor.
 
Ama bu bölgeler Jandarma bölgesi mi önce bunları tartışmak gerekli. Bir müddet önce askerin kontrol bölgeleri daraltılıp, kışlasına çekilmesi sağlandığında bir kısım medya mensupları, aydınlar uygulamayı alkışlarken bir kısmı da uygulamadan rahatsızlığını dile getirdi.
 
Alkışlayanlar, belki her şeyi alkışlayanlardır. Diğerleri de her şeyi eleştirenlerdir diye bakılabilir tartışmaya. Ama rahatsızlığını dile getirenler acaba bu günleri öngörerek mi karşı çıkıyorlardı?
Asker sadece kışla sınırları içindeki güvenliği ve ülke sınır boylarındaki  güvenliği sağlarken ülke sınırları içerisinden gelecek terör saldırılarına karşı savunmasız kalır diye mi itiraz ettiler. Beldelerden jandarmayı çekerek bir güvenlik zaafı oluşacağını mı düşündüler. Bu uygulamadan kaynaklanan zaaf neticesinde  terör örgütü cesaretlenir diye karşı çıkılmıştır belki. Bundan sonra şehir merkezine sınırı olan karakollar hedef tahtası haline gelebilir diye düşünerek mi itiraz ettiler. Düşünmemiz gerekiyor.
 
Saldırıdan sonra  İskenderun 7 şehidini yurdun çeşitli  bölgelerine ve birini de Erzincan’a uğurladı.  Ateş 7 eve değil yetmiş milyon’un yüreğine düştü. Türkiye yanarken hain terör örgütü saldırıdan bir gece sonra aynı askeri  bölgeye taciz ateşinde bulundu. Adeta biz hala buralardayız mesajı vermeye çalışarak ülkeyi ve insanımızı tedirgin etmeye devam etti. Terör bitti bitecek derken saldırı sayısı ve kayıplar daha da artıyor. Bir açılım oldu, oldu olmasına da terör örgütü açıldı. Saldırı alanlarını açtı ve şehit sayımızı artırmaya başladı.  Ama hala ülke insanı Şehitler ölmez,  Vatan bölünmez diyor ve demeye de devam edecek. Aziz Milletim şehidini kendine yakışır bir şekilde uğurlamaya devam ediyor ve devam edecek.
 
Hatay’ ın İskenderun ilçesi çok büyük bir ilçedir. Neredeyse Antakya kadar nüfus büyüklüğüne sahiptir. Son yıllarda özellikle güneydoğudan göç almaktadır. İskenderun gelişme potansiyeli olan, demir çelik fabrikası nedeniylede hem sahil hem de sanayi şehri statüsünü devam ettirmektedir. Bu statüsü gereği özellikle güneydoğu insanımızın ilgisini çekerek kontrolsüz şekilde göç almaktadır. Kanaatimizce bu terör eylemini planlayan hainler, bu konuyu özellikle düşünerek Aziz Şehitlerimiz uğurlanırken halkımız arasında infiale ve çatışma ortamı çıkartmayı hedeflemişlerdir. Ancak Türk Milleti bir bütün olarak asil ve necip millet olma özelliğini halen muhafaza etmektedir. Milletimizin sabrını sınayan gafiller tamda yandaşları olan İsrail Devletinin savunmasız Mavi Marmara Gemimize saldırı anı ile aynı anda tetik çekmeleri de tesadüf olmasa gerek.  Yıllardır, kürt halkının haklarını savunuyorum diyerek; üç beş kuruşa uluslar arası güçlerin tetikçiliğini yapmaya devam ediyorlar.  Bir atasözümüz vardır. ‘’ bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim’’ bu ata sözümüze bakarak utansınlar. İsrail’le aynı amaca hizmet eden hainler hangi halkın haklarını savunuyorlar acaba? Milletimizin bütün mensuplarının bunu iyice idrak etmesi gerekir. Yüce Milletim yıllardır oynanmak istenen oyuna gelmemiştir. Gelmeyecektir de.
 
 Hatay halkı tokat gibi cevabını terör örgütünün yüzüne indirdi. Hatay şehitlerini uğurlarken hedefini ve düşmanını şaşırmadı. Terör örgütünü hep birlikte lanetledi. Canımız yanıyor, kanımız akıyor sabır ediyoruz. Sabrımız taştı taşacak! Şehitlerin verdiği nefes sayesinde bizler nefes alabiliyoruz. Bu kahraman vatan evlatlarının Ruhları Şad olsun.