Selamlar kıymetli okuyucularım,
Şubat ayı malumunuz aramızdan ayrılan vatan sevdalısı insanların yoğun bir şekilde Dar’ul Beka-ya irtihal ettikleri ay.
Bu isimlerin başında da hiç şüphesin Cennet Mekan, Ulu Hakan Sultan Abdülhamid Han hazretleri gelmektedir. Sultan Abdülhamid Han’ın keskin zekası ve ilme vermiş olduğu önem tüm dünya liderleri tarafından onaylanmış ve Alman Kralı Biscamrc’ın ifadesi ile "Dünyadaki 100 gram aklın 90 gramı Sultan Abdülhamid Han’da 5 gramı bende, diğer 5 gramı ise tüm dünya liderlerindedir" ifadesini kullanmıştır.

Bugün Mehmetçiğimizin kahramanca mücadele verdiği ve yanı başımızda bize dost görünüp arkadan terör örgütlerine silah veren, cephane gönderen kahpe Amerika’ya da Sultan Abdülhamid Han zamanında da gereken ayarı vermiştir.

Amerika’da Ford firması ilk otomobili ürettiğinde seri üretimden para kazanmayı hedefliyordu. Herkesin alabilmesi için de arabayı oldukça ucuz fiyata veriyordu. Bir hedef koydular kendilerine ve düşündüler ki bu aracı dünyanın en büyük devlet adamlarına verir ve reklamını yaptırırsak satışlarımız artar. 

Sene 1905
Birinci Sıradaki devlet adamı Osmanlı tahtının Ulu Hakanı Sultan Abdülhamid Handı. Amerikalılar bile Sultan Abdülhamid Han’ı dünyanın en büyük devlet adamı olarak görüyordu da içimizdeki hainler göremiyorlardı. Amerikalılar arabayı bir vapurla Payitahta getirdiler. Yıldız Sarayının bahçesine koydular.

Sultan Abdülhamid Han gelen aracı 1 hafta süreyle sarayın bahçesinde bekletti. Aracı getiren heyet şaşkınlık içindeydi. Onlar bekliyorlardı ki Sultan Hamid arabayı methetsin. Birkaç cümle söylesin de dünya ya arabanın reklamını yapsın. Ama Sultan Abdülhamid Han hayranlık bile göstermedi onlara. 

1 hafta sonra o araba ile Cuma namazına gitti. Amerikalılar bunu fırsat bildiler.  Abdülhamid Han sordu. Bu arabayı buraya nasıl getirdiniz. Yıldız Camii’nden gösterdiler. Efendim şu vapurla getirdik. Cennetmekân Sultan Abdülhamid Han’ın verdiği cevap ferasetinin ne kadar uçsuz olduğunun bir göstergesidir. 

"Arabanıza teşekkür ederim. Ama lütfen bu arabayı bu vapura koyun ve tekrar geri götürün. Çünkü ben kendi ülkemde bu arabanının parçalarını yapmadıktan sonra bu arabanın en ufak bir parçasını Amerika’dan getirecek bir düzene müsaade edemem". Abdülhamid Han vermiş olduğu bu cevapla adeta gelen heyete bir ders vermiştir. Bu sene Cennetmekanın vefatının 100. Seneyi devriyesi idi. Bir kere daha gördük ki, bu milletin yüreğinde Sultanın sevgisi kalıcı bir biçimde duruyor. Aynı zamanda bu sene tadilatta olan türbesinin de açılışı vardı. Rabbim müsaade etti. 

Bizlerde oradaydık. İlk defa böylesine bir sevgi gördüm. İlk defa böylesine bir aşka şahit oldum. Milletimizin yüreğindeki sevgiyi ilk defa böylesine belirgin müşahede ettim.
Rabbim Sultan Abdülhamid Han’a rahmet eylesin. Onun yolunda gitmeyi bizlere nasip eylesin. İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından dünyanın 7 ülkesinden gelen Hanedan ailesi mensupları ile Beylerbeyi Sarayında tanışma ve sohbet etme imkanı bulabildim. 
Hünkar Harun Osmanoğlu’nun elini öpebilme imkanı bularak, kızları Nurhan Sultan ile sohbet edebilme imkanımız oldu. Sarayın Bahçesinde çok kez sohbetlerde bulunduğumuz TRT 1 kanalının Gündem Ötesi programının sunucusu Pelin Çift ile hasbihalde bulunduk. Gerek Beylerbeyi Sarayı, gerek Yıldız Sarayı tarihi günlerinden birini yaşadı. Rabbimize hamd olsun ki bu günleri de görebildik. Cennetmekan Sultan Abdülhamid Han’ın bir sözü bugün içinde bulunduğumuz ve Mehmetçiğimizin destan yazdığı Afrin operasyonunun ne kadar önem arz ettiğini daha iyi anlıyorum.
Ne diyordu Abdulhamid Han,  
"Bizim için hiç uyumamak, daima müteakkız bulunmak, farzı ayn olmuştur. İçimizde bulunan hainlerimi yazsam, dışarıdan bize hainlik eden dost görünen kahpeleri mi yazsam. Aslında sizler onların kimler olduğunu biliyorsunuz.

Tarih tekerrürden ibarettir. 100 senenin oyunu yeniden oynanmaktadır. 100 sene önce Sultan Abdülhamid’i tahtından indiren zihniyet bugün aynı oyunu Recep Tayyip Erdoğan ve ekibine oynamaktadır. Hamdolsun ki, ülkesini ve milletini seven Devlet Bahçeli gibi sorumluluk sahibi liderlerin desteği ile bu oyuna dur denmiştir. Ancak oyun bitmemiştir. Kimileri Mehmetçiğin sesi olur, kimileri siyonizmin sesi olur.
Dün Abdülhamid Han’a ihanet edenler, bugünde boş durmamaktadır. 
Mehmetçiğin yazdığı destanı alaycı bir uslupla yaralayanlar bu bayrağın gölgesinde yaşamayı hak etmeyen insan müsveddeleridir.

Bize düşen görev, vatanın ve milletin birliğine sıkılacak her kurşuna siper olmaktır.  Yazıma son verirken Afrin de Ordumuz tarafından yürütülen Zeytindalı harekatında şehit olan Mehmetçiklerimize Allah’tan rahmet diliyor, milletimize başsağlığı dileklerimi iletiyorum.

AFAKINDA SELALAR TİTREDİ PAYİTAHT’IN DEDİLER... 
GÖÇEN ABDULHAMİD HAN’DIR 
GÜLİSTAN FERYAD İLE YASINDA ARTIK 
BİLDİM Kİ YETİM KALAN CÜMLE VA TAN’DIR 
DUYDUM Kİ YETİM KALAN CÜMLE İSLAM’DIR.