Döviz kurundaki son günlerde meydana gelen hareketlilik sonucu TL yabancı paralar karşısında değer kaybetti ve dolar 1,92 TL ye kadar çıktı.

Hükümet en üst düzeyden açıklama yapıyor; Sayın Başbakan diyor ki faiz lobisi harekete geçti, faizleri yükseltmemizi istiyorlar diyor.

Peki ne oldu da dış dünyada dolar ve euro bölgesinde paranın maliyeti sıfır iken, döviz ülkemizde değerlenmeye başladı da TL değer kaybetti. İşi fark edenler oldu dış ticaret açığı ve aşırı dış borçlanma ekonomimizi adeta sırat köprüsünden geçiriyor.

Yüksek faiz almak için ülkemize gelen sıcak para ülkemizde de faizlerin tek haneli rakamlara inebileceğini görünce TL den çıkarak döviz satın alıp ülkemizden çıkmaya başladılar. Merkez Bankamız bu talepleri karşılamak için cesurca döviz satım ihaleleri yaptı. Ancak görüldü ki TL de ki değer kaybı durmayacak, 9 yıldır uygulanan yüksek faiz politikasına yavaşça dönülmeye başlandı. Tam bu esnada Başbakan’dan gelen açıklamayla faiz lobisine istediğini vermeyeceğiz dendi. Arkasından faizlerde yükselme oldu ve TL değerlenmeye başladı.  

Görüntüye bakılınca başarılı oldu gibi görülebilir. Reklamlar güzel! Ya işin perde arkası, gerçeğinde ne oldu iyi anlamak gerekir. Şimdi düşünün dolar 1920 iken ülkemize 1 milyon dolar getirerek TL ye dönen bir yabancı fon, 1 milyon 920 bin TL ile ülkemize girmiş olsun şu anda parası 1.920.000/1,75= 1.097.142. dolar olmuş yani bir yada bir milyon dolara 97 bin dolar para kazanmış.

Tabi bu hep böyle olmayacak, dolar her ay bu kadar değerlenmeyecek. Yalnız şu bir gerçek faiz lobisi para kazanmadan kimseyi finanse etmez.  Madem ki ülkemiz sıcak para ile finanse ediliyor ise o halde işin başındakilerin en ucuz maliyetle borçlanmayı sağlamaları gerekmiyor mu? Dünyada paranın maliyeti sıfır iken yabancıları gelip ülkemizde TL ye yatırım yaparak hem kurdan en az yüzde 10 rant sağlayıp hem de TL den yüzde 15 faiz alarak toplamda dolar bazında yüzde 25 faiz almalarına kim neden göz yumuyor.

Neden sıcak para yerine uluslararası fonlardan düşük faizli ve uzun vadeli fonlar kullanılmıyor. 8 yıldır yabancı sermayeye ödediğimiz 400 milyar dolar  bizi akıllandırmadı mı? Bu nasıl bir iştir. 400 milyar dolar faiz ödemişiz halen milli ekonominin 600 milyar dolardan fazla borcu var.

İşin özü şudur;  siz çıkıp ortaya,  ben döviz kurunu serbest bıraktım diyeceksiniz. Arkasından sıkışınca adeta dilenir gibi, yahu biz dalgalı kur dedik ama siz fon getirirseniz bizde destek veririz. Kuru belli bir seviyeye çekeriz, hem biz siyasi olarak rahatlarız, hem de siz dünyada eşi benzeri olmayan bir oranda para kazanırsınız.

Yani aşağı yukarı durumun özeti budur. Tam bu yüksek faiz döngüsünden kurtulduk derken, kısır döngü işlemeye başladı. Olan Milletimin evlatlarına oluyor. Gelecek nesillerin borçları artıyor. Her Türk evladı 10 bin dolar borçla doğuyor.

Ekonomiyi çok iyi bildiğini söyleyenlere bakarsanız, efendim bizde finansal yapı çok sağlam bakın batan tek bir bakamız yok diyorlar. Bende diyorum ki ne batması sayın büyüklerim açıklanacak bilançolara ve kar rakamlarına bakınız, bankalar yine karlarını katlayacaklar. Neden peki, neden bankalar karlarını katlıyorlar bu sayın büyüklerimiz bunları da milletimize lütfen anlatsınlar. Bir ülkenin kaymağını kim yiyorsa parayı onlar kazanıyor. 30 tane en büyük sanayi kuruluşunun karını toplayın bir bankanın karına ulaşmıyor. Değerli okurlarım, bir ülkede kimin ne kadar para kazanacağını dolaylı olarak iktidarı elinde bulunduranlar belirler. Durum meydanda yani, 9 yıldır ülkemizde kimin ne kazandığını herkes biliyor. Dolayısıyla siyasi iradenin kimi gözettiğini bilmekte çok basit değimlidir.

Bir ekonomide dış ticaret açığı var ise ürettiğinizden daha fazla tüketiyorsanız, sonuç üç aşağı beş yukarı yukarıda ki gibi olur ve para sahibi baronlar sizi sömürür. Çaresi yok mu? Elbette var. Üretime destek vererek, kur da ve faizde bir istikrar belirleyeceksiniz. Katma değer üreten sektörleri ihracata teşvik edeceksiniz.

Sanayicinin ve üreticinin yanında yer alacaksınız. Faiz lobisine boyun eğmeyeceksiniz. İstikrar, istikrar diyenlere şunu hatırlatmak istiyorum. Kişi ile istikrar olmaz.  Sistem  ve politikada istikrar olur.  Kur ve faiz oranında istikrar var ise büyüme rakamlarında istikrar var ise üretim artışında istikrar var ise, istihdamda istikrar var ise, ithalat azalışında istikrar var ise, ihracat rakamlarında istikrar var ise.
İŞTE SİZE İSTİKRAR DERİM.