Kemaliye kuruluşundan bu yana, çeşitli kültürlerin yaşandığı bir yer olma özelliğini taşır.

Bu ortak kültürün izleri ayrıntılara da yansır. Dut, ceviz, çınar, kavak ağaçlarının oluşturuğu, yeşilin bin bir tonu arasında yer alan evler, doğal çevre ile mimari arasındaki uyumun en güzel örneklerini sunar.

Kemaliye evleri, topografya yapısına uygun olarak konumlanmış ve "mağ" adı verilen, 3-3.5 metrelik aks sistemiyle yapılmıştır. Araziyi ekonomik kullanma zorunluluğu nedeniyle, evler kademeli olarak şekillenmiş, yatay değil, düşey olarak düşünülmüş ve tek katlı evler yerine iki, üç ya da dört katlı evler tercih edilmiştir. Evlerin bir çoğu eğimli araziye yaslanır. Dolayısıyla, Kemaliye Evleri’nin her kaündan açılan kapılardan, ya bir sokağa ya da bir bahçeye çıkabilirsiniz. Genelde üç katlı olan Kemaliye evlerinin alt katları, hizmet katı olarak işlev görür. Bahçe ile bağlantısı olan bu kat soğukluk, kiler ve odunluk olarak kullanılır. Ana katlar -taş duvarın üstü ile başlayan ahşap katlar- yaşam mekanları olarak düzenlenmiştir. Divanhane, selamlık, sofa ve mutfak bu katta bulunur. Üst katlarda genel olarak yatak odaları vardır. Son katın üzerinde bulunan rıhtım döşemeyle kaplı damlar ise, tarımsal ürünlerin işlenmesi ve kurutulması amacıyla kullanılır.

Kemaliye evlerinin mimari özellikleri:

SOFA

"Aralık" adıyla biçimin ana belirleyicisi olma işlevini sürdüren sofa, odaların ve diğer mekanların doğrudan açıldığı bir geçittir. Ortak kullanım alanı olmanın ötesinde, katların dış çevre ile doğrudan ilişkisini sağlaması bakımından önem kazanır. Sofa, geleneksel evin avlu öğesini, yapı içinde oluşturma eğiliminin bir ifadesi olarak da açıklanabilir.

DİVANHANE

Kemaliye evlerinde sofanın oturma işlevli bölümü, "Divanhane" adını alır. Divanhane aynı zamanda evin, manzara ile etkin görsel ilişkisini kurduğu mekan olarak da tanımlanabilir. Yalnızca bir basamak yükseltilmiş döşemesiyle sofadan ayrılan divanhane, sofanın ardından, hatta onunla birlikte, ana kat planını örgütleyen temel mekan olarak belirlenir.

ODALAR

Mekansal biçimlendirme açısından Türk evinin temel özelliği, odayı ana birim olarak ele almasıdır. Varılmak istenen sonuç, odanın yönlendirme ve kullanımda en uygun biçimlendirilmeye kavuşturulmasıdır. Kemaliye evlerinde de bu amaca yönelik biçimlendiği kanıtlanan odalar yeme, oturma, yatma işlevlerinin tümüne cevap verebilecek nitelikte tasarlanmıştır. Sofanın iki yanında konumlanmış odalar, genellikle divanhanenin iki yanında yer alır. Aralarında işlevsel farklılık yoksa simetrik bir düzen gösterirler. Kısa kenarı uzun kenarının yaklaşık yarısı olacak boyutta biçimlenmiş odalar, kısa kenarları manzaraya doğru ve yaygın bir uygulamayla divanhane ile aynı yöne bakacak şekilde yapılmıştır.

Odanın oturma alanı (sekiüstü), sekialtına göre bir basamak yükseltilmiştir. Sekiüstünde, duvarlar boyunca yerleştirilen bir, iki ya da üç yönlü sedirler bulunur. Sedirleri sekialtı kenarında sınırlayan eleman olarak kapı tarafında korkuluk (parmakçalık), diğer tarafında ise yüklük yer alır. Yüklükler banyo yapma ve yatak-yorgan koyma yeri olarak işlev görür. Yüklük ile kapı arasındaki duvar yüzeyi ise, "çiçeklik", "şerbetlik" adıyla anılan ahşap süslemelerle şekillendirilmiştir. Ayrıca, çiçeklik üst sınırında, kapıdan yüklüğe kadar ve oradan da pencere üst sınırına koşut, tüm mekanı dolaşan raf sistemi, köşelerde lambalık, kapı üstünde veya arkasında da şapkalık yer alır.

SERVİS MEKANLARI

Kemaliye evlerinde servis mekanları adı altında toplanabilen mutfaklar; selamlık odasına hizmet veren kahve ocağı, depolama işlevli kiler, soğukluk ve mağazalar, mevsimlik yiyeceklerin kurutulmasına yönelik dam, ailenin ihtiyacı olan hayvanları barındıran ahır, samanlık ve hela birimleri, evin mekansal örgütlenme ilkeleri doğrultusunda yapı bütünü içinde katlara dağıtılarak çözümlenmiştir. Kemaliye evlerinin günlük kullanıma ayrılan hazırlama ve pişirme mekanları olan mutfaklar, çoğunlukla ana katta sofaya bitişik ve evin manzara yönüyle ters konumdaki arka kesiminde yer alır. Model olarak odalarla uyum gösterir. Mutfağın en önemli özelliklerinden bir tanesi, kapısının diğer kapılara göre küçük olmasıdır. İçeri giren kişinin başını eğmek zorunda kalması, "nimete saygının" ifadesidir. Kemaliye evlerinde selamlık odasına hizmet olarak tasarlanan kahve ocağı, bu mekanla doğrudan ilişkili küçük bir ofis niteliğindedir. Çoğunlukla evin arka kesiminde konumlanmış olması nedeniyle dış duvarları taş olup, pencere yüzeyleri de, servis mekanı penceresi niteliğindedir. Sedir, ocak ve duvar nişleri içindeki dolaplar mekanın donanım öğeleridir. Kemaliye evlerinde depolama işlevine yönelik çeşitli mekanlara, yapı bütünü içerisinde olmak koşuluyla yer verilmiştir. Meyve, sebze, tahıl, yağ, peynir, kavurma ve uzun süreli tüketim için hazırlanan yufka ekmeklerinin bozulmadan kullanılmasını sağlayacak uygun sıcaklık ve havalandırma koşullarına sahip farklı mekanların oluşturulabilmesi için, kat alanlarının, genellikle odaların konumlandığı ön kesim dışındaki bölümleri, depolarla donatılmıştır.

Zengin ailelerin evleri ile fakir evleri arasında büyük farklılıklar yoktur. Bir farklılık sayılacaksa, "kat" sayısı ve "evlerin boyutu" bu iki evi birbirinden ayırır. Evin "direkli oda" denilen selamlık odaları, ayrı giriş ve servis mekanları ile diğer bölümlerden ayrılır. Kemaliye evlerinde tüm oturma mekanları manzaraya, bu manzaranın en güzel görüntüsü olan Fırat’a bakar. Eğimli arazideki set set yapılanma, evlerin birbirinin manzarasını kapatmasını önler. Manzaraya bakan oturma yerlerine, evin diğer yerlerine oranla daha çok pencere, vitraylı tepe pencereleri, her katta daha ileriye taşan cumbalar yer alır. Oturma mekanları arasındaki hiyerarşiyi, bu cephedeki "çıkma düzeni" ile kavramak mümkündür. Yaz boyunca oturulan ortak mekan olan "divanhane", cephede dışarıya en fazla çıkma yapar. Onu selamlık ve odalar takip eder. Aynı cephede simetrik biçimlenme de dikkati çeker. Evlerin yapımında taş ve ahşap malzeme kullanılmıştır. "Hımış" adı verilen, arası kerpiç dolgulu ahşap dikmelerin üzeri çam tahtaları ile kaplıdır.

Ahşap kaplamaların etekleri fisto biçiminde iç ve dış bükey eğriler veya yalın oyma motiflerle bitirilmiştir. Bu ahşap kaplı cephedeki dikdörtgen pencerelerin, ahşap kapaklarındaki dövme demir açma-kapama ve sabitleştirme elemanları motiflerle bezelidir. Kapaklar kapandığında odalar yalnızca tepe pencerelerinden ışık alır. Ahşap cephe yüzeyini üstte saçak, yöreye özgü adı ile "süvüng" sınırlar. Bu saçak, aynı zamanda bir balkon korkuluğudur. Çünkü evin "rıhtım" adı verilen dere taşı kaplı düz damı, diğer adıyla "yetme", üzerinde gezilen bir üretim alanıdır. Pestil, tarhana, dut, elma, reyhan evin en üst kısmında kurutulur. Aynı katta depolama ve yazın oturma işlevli kapalı mekanlar da bulunur ki buraya "kaçak " denir.

Kemaliye evlerinde dikkate değer bir cephe elamanı da kapılar ve kapı tokmaklarıdır. Bu tokmaklar iki türlüdür. Biri erkekler içindir ve vurulduğunda kalın ses çıkarır. İnce ses verenini ise kadınlar kullanır.

Kemaliye evleri, mimarisinde yerel kültür öğeleri barındıran ancak plan örgütlenmesi, kütle düzeni ve strüktür özellikleri ile, Osmanlı döneminin geliştirdiği kentsel konut geleneğinin özgün örnekleri arasında yer alır.

Kısa adı ÇEKÜL olan, Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı’nın "7 Bölge 7 Kent" projesi kapsamında yer alan Kemaliye, doğal-tarihsel ve kültürel özelliklerinin yanı sıra özgün mimari dokusuyla da Dünya Mirası Tarihi Değerlerden biri olmak üzere UNESCO’ya aday gösterilmiştir.

Mutlaka görülmesi gereken bu sivil mimari örnekleri, bütün özellikleri ile geçmişin parlak sayfalarını anımsatan, Anadolu kültürünün gözler önüne serildiği en açık örneklerdendir.